10 Şubat 2011 Perşembe

CHAO QUITO !!! HASTA A LA VISTA BABY !



Himalaya Range, MT. Everest, China

Onekotan Island, Kuril Islands, Russian Federation


Uzaydan donelim dunyaya ; bu haftanin menusunde  Mucver ve  cacik  var ...







Cesar  sanirim  gectigimiz  hafta  corbayi  begenmedigim  icin  ekvator  yemeklerinden vazgecti , annesinin  favori yemeklerinden  Pollo Albina´ yi  pisirdi ,  basit ama  bir o kadar de lezzetliydi.

Bu sayfa Quito´dan  yazdigim son  sayfa,  buraya sanirim  tahmin ettigimden  fazla alistim ,  hem  2 ay  yetti  artik yola  cikmak  istiyorum hem de  burada ki yerlesik duzeni  birakmak  zor  geliyor. Quito , Quito, Quito   ne diyebilirim ki  cok cok tesekkurler , ev ile  esas  yolculuk  arasinda  bundan daha guzel   bir  gecis daha olamazdi.  Cuma gecesi  tek yon  Pasifik Sahiline  gidiyorum , Montanita  isimli kucuk bir  surf  kasabasinda haftasonunu gecirip ,  dalga  sorfunu  denedikten sonra   gunubirligine  Guayagil e   gidecegim  ve ondan sonra  bir ruya  gercek oluyor  , 10 gun  Galapagos  Adalari ni dolasacagim , hatirliyorum da  televizyonda  adalari  seyrederken  kendi kendime  birgun  oralari  gorecegim  dedigim  gunler cok  uzak degil ve  cok degil  birkac  gun icinde gercekten oradayim. Beklentilerimin  ustunde  cikacagina  eminim  ama cikmasa da  cok  problem degil . Arkadaslar sirf bu his  icin  buralara gelmeye  degerdi, neyse  herkese  cok  pis  gaz  veresim  var   ama yapmayacagim , bekara kari bosamak  kolay demeyin  bak ,  duyar gibi  oluyorum :)

Ilk  Adresimiz  ;  TENA ! Rafting  rocks  demistim  daha once  bu sayfalarda ,  rafting  neymis   Tena da  gordum. Ozellike  raft  devrildikten sonra o kayalar  sagimdan solumdan otoyol isiklari  gibi  gecerken ;) Neyse  o kisimlara gelecegiz  hatta  devrildigimiz  anlarin  videolarini asagida  mevcut , dublor kullan dediler  ,  kabul etmedim ;) 

Evet,  JL ile  beraber  organize ettigimiz  son  haftasonu  Tena´ya gidip   su Rio Napo ve Rio Misauli ´nin  boyunun  olcusu neymis  bir  gorelim dedik , malum  Banos  ta bir kere  level 3+ rafting  yaptim ya , biliyorum  bu isi,  cok  yanlis   Mert ,  cok  yanlis :)))

Ilk olarak  kasaba merkezinden manzaralar ;


Gondol a en son  50 yil  once  Lunapark ta binmistim  , burada da  binmedim  ,  sigortam  kapsamiyor :) Zaten  binenlerin   yaslarini  toplasan  100  etmez ....


Her yerde  oldugu  gibi  cakma  voleybol  burada da en  favori spor  ,  seyretmesi  zevkli ama


Tena  Quito dan  otobusle  6 saat ,  Amazon  un  baslangici  buraya turistler ya  amazon  turuna  devam etmek icin  geliyorlar  ya da rafting  icin. Kasabanin  icinde  cok  fazla  alternatif  yok ama USD 6 ´ ya  guzel bir ziyafet cekiyorum. Bu  fotograflar  raftingten sonra  ,  o an  deve koysalar onumuze  bitecek , oyle  bir  yorulmusuz.







ve  macera baslasin ,  turu  ayarlarken   yanimizda spor  ayakkabi  getirmemizi soyluyorlar  , cok kuvvetli  ve tehlikeli  bir kisim  varmis,  ufak  capta bir selale  , orayi  karadan  yuruyerek   gececekmisiz. Simdi  yuruyerek deyince  benim aklima  nehir kenarinda hafif engelebeli bir arazide  yuruyus  geliyor ama durum  hic  ole  cikmadi , az sonra...


basit  rapidler  bunlar ,  kendine  guven  %100  , dikkatli  bakarsaniz  en onde  muhabet  ediyoruz


bottan dusen  olursa  kurtarma tatbikatlari , nezaketen  atiyoruz  kendimizi  suya  yoksa  bizim  ihtiyacimiz yok ki abicim ...


manzara   en  bastan sonuna  kadar  muhtesemdi , kesinlikle  bir ilk ,  daha once  gordugum  bir  yer ile  karsilastirmama imkan  yok. Nehir  boyunca  yaklasik  3-4 metre  uzerimizde  dallara takilmis  camasir  parcalari  vs.  Gectigimiz sene sadece  birgun  icinde  yagan yagis ile  nehir  kabarmis  , o gunun  hatiralari ... Nehirde su seviyesi   yagis  durumuna  gore  devamli degisiyor ve  rehber  nehri  her ne kadar ezbere  bilse de  su seviyesinde ki degisiklikler her seferinde  farkli  tecrubeler  yasatiyor ,  su seviyesi  dusuk oldugunda  daha cok kaya ve   daha buyuk  anaforlar ile mucadele etmeniz  gerekiyor ve sansimiza su seviyesi  o gun bizim  rehberin  daha once gormedigi  kadar dusuktu :)


       




burada  bir  dalga yedim  ,  muhtesem  ,  ayaklar  onde  ipin altinda ama bir anda kendimi  yatar  pozisyonda  basim  neredeyse  suya  girecek  pozisyonda  buldum , sansim  yaver  gitti  ve ayagim ipten kurtulmadi ve toparladim...










yok boyle  bir  eglence , simdi yazarken tekrar  yasiyorum  , ileride  kesin  tekrar  yapacagim.


Iste burasi  karadan  gectigimiz  kisim , rehbere  soruyorum  rafttaki herkes senin  kadar  tecrubeli olsa gecilir mi  diye ,  girmek var , cikmak  yok diyor.Cok  fazla kaya  var sanirim  ondan :) Bu kisimdan  sonra ki  kara  gecisimizin ve  ormanin  orta yerinde  nehir  kenarinda kisisel  plajimizda kayak  uzerine  kurulan  muhtesem sofranin  fotograflari  teknik  bir sorun nedeni ile  kim vurduya  gitti  maalesef.  Ama asagida  bu  kisima gelmeden  ve hemen  bu kisimdan  sonra  devrildigimiz  yerlerin  videolari  var , sanirim begeneceksiniz. Gelelim  kara gecisine  ,  yuruyus  bekledigim  yer bayagi  emniyet ipli   dik kaya  tirmanisi ve daha beteri  kaya inisi  cikmasin mi ? Egirdir den  yirtmistik ama  burdan  baska  cikis  yok  ha var , selale  ,  tskr almayayim.Iniste  bayagi  zorlaniyorum ve baska  care  yok  bir sekilde kendimi  gaza  getirip  geciyorum bende, bu yukseklik korkusu bu sekilde  zorlaya  zorlaya  yenecegim. Ama Bungee  hala listemde  deil .



                                         

Bu ilk devrilisimizin videosu , aslinda devrilmedik  sadece  bot bizsiz devam etti,  burasi selaleden  once , tam  benim  oldugum  yerden on sagdan  kendimizi  suyun  dibinde bulduk birden ,  herkes sadece  kendisi  dustu sanmis , o an hepimizin  ortak  hissi ,  kahretsin  dagittik  karizmayi , o karanbolda  suyun icinde ilk  yaptigim is arkaya bakmak  oluyor , herkes  suda  , tamam sorun  yok :)  O ana  kadar akintinin  kuvveti  karsisinda  ne kadar  caresiz oldugumuz  hakkinda gercekten  hic  fikrim  yokmus,   yillarca sutopu  oynadik  ya hallederiz  evelallah ,  valla  hic oyle olmuyor , saga  hamle  sola  hamle yok  akintiyla  gidiyorum  hicbir sey fark etmiyor  tabii bu arada  her nefes almaya calistiginda  1 litre su  iceri.  amma  anlattim  ya,  okuyan   tovbe  edecek  raftinge  , o kadar da  kotu  deil   gercekten ... Can yelegi  her sekilde sizi  suyun  uzerinde  tutuyor ,  basta kaskta var ,  ayaklar onde , akinti ile beraber  mumkun oldugunca  ya botu  yakalamaya calisacaksiniz ya da bir girintiye ulasip , rehberin talimatlarini  bekleyeceksiniz , baska care  yok.  Ben bir  girintiye ulastim ama akinti o  kadar  kuvvetli ki  beni  oldugum yerden   gercekten  cekti cikardi  , tekrar nehrin ortasinda  buldum  kendimi  ama bir sonraki  girinti de esegi  saglam  kaziga bagladim bu sefer :) Neyse  daha sonra  rafta ulasmak icin  kayalar uzerinde bir sonraki  tirmanis icin  isinmalar  yapiyormusum da  haberim  yokmus.
                                
                                

Bu da  selaleden  hemen sonraki  rapidde devrilisimiz ,  bizim rehber burada  ilk  kez devriliyormus , daha  sonra video da  teknik  analizini yaptik  bizi olmamiz gereken yerden 1 metre kadar  daha sagda soktu ,  akinti  cok  kuvvetliydi toparlamaya calistim  ama  dumen  kumanda  etmedi dedi. Gercekten  daha onceki  seferlerin  videosu ile  karsilastiriyoruz ,  bizim devrildigimiz  yerde  millet  dumduz  geciyor  ama bizi  bekleyen  saglam bir bosluk var , ilk benim taraftan gitmistik ama  bu sefer sira JLde ama o benim kadar sansli  olmuyor , tam  devrildigimiz  yerde  sirtini  kayaya  vuruyor , sonucta   kalici bir hasar  yok  cok  sukur ama kotu denk  geldi. Bu sefer botta  bizle beraber devriliyor ve ilk olarak  kendimi  raftin  altinda buluyorum  ve akinti ile  kendimi disari atiyorum ve  botun  yan  tarafinda ki ipi  yakaliyorum ,sonra  hop  akinti ile bana dogru  gelen  amerikali  3 kardesten birini  yakalayacagim o da ne  kaya  onumde  hop  ayaklar ile  kayadan  kurtulmaca ama  kayayi gecince bir rapid  daha var ve bu sefer suda giriyoruz  bu rapide , kaya ile  raft arasinda yine kendimi  nehrin dibinde buluyorum , sonra arkadasi  yakaliyoruz  , ileride akinti  duruluyor  cunku su  derinlesiyor ve  bilmem  ne kadar sure suda  gittikten sonra  rafta  tekrardan binebiliyoruz,  adrenalin  goz  yasi olup akacak ,  muhtesem :) Cok uzun anlattim  kusura bakmayin  biraz  da  kendim icin , su an  3 hafta  gecmesine ragmen  yazarken o  heyecani  tekrar  yasiyorum. Cok  guzel  fotograflar  vardi  sonrasi  icinde  ama  maalesef   onlari sizlerle paylasamiyorum.

Tena dan sonraki  hafta  Cesar  ve ben son  kez  birbirimize  yemek  ogretiyoruz , Cesar balik   , kizarmis patates  ve  pilav  hazirliyor. Baligi kizartmadan once degisik bir sekilde  marine etti , sonuc  basarili.





ertesi  gun sira bende ,  bu arada  ev  full   o nedenle  o da bende  6 kisiye sofra kurduk, ben  kadinbudu  kofte,  havuc  tarator ,  Izmir de  Bizim Gazino da yedigim  bir  mezeyi  taklit etmeye  calistigim ,  yogurt ,  krem  peynir  karisimi  uzerine  kizarmis biber , kizarmis  ekmek  ve domates  uzeri  zeytinyagi  cikartiyorum  masaya ,  herkes  memnun ben yorgun ...


Blogu  muzikle  beraber  yaziyorum , daha  kolay  akiyor bilmem  neden ,  su anda Ive Mendez - Natural High (Sumo Rebounce Mix) caliyor , tavsiye ederim , Freedom  - The Best  Gift of Life  ,  So  take it  diyerek  baslayan bir sarki  ne kadar kotu olabilir.  Beni  bilen  muzige olan  duskunlugumu de bilir , bloga  playlist  eklemenin  bir yolunu  buldum ama sorun  cikiyor  , sayfayi actiginizda muzik varsa sorun  hallolmus demektir ,  yoksa denemeye devam.

ve devam eden  haftanin  sonunda  buraya geldigim  ilk  haftadan beri erteledigim  Mindo ´ya  gidiyorum, burasi  Quito ´ya  2,5 saat mesafede  orman icinde   nehir  kenarinda  minik  bir  kasaba,  en onemli  ozelligi  burasi bir kus cenneti  sadece Mindo ´da  tum  Kuzey Amerika da  mevcut olandan  fazla kus cinsi  gozlemlemek mumkun,  sayfanin  devaminda  kus  resmi bekleyenler ,uzgunum  gunu  birlik  gittigim  icin  tum turlari   kacirmisim , sabah 5-6 gibi   cikiyorlarmis  tura  napalim bizde  o zaman su  Canopying  neymis  bir  de onu deneyelim  bakalim. 


Her  sayfada bir inek resmi olacak  , canlarim benim , bi musade edin de  gecelim,  koprunun  cikisini  tutmuslar harami gibi .


ve iste ben  canopying ...



bunun gibi   kimi  daha  uzun  (en  uzunu  500 mt,  bayagi bi  hizlandim)  12 zipline vardi.  2  tanesini  tandem  yaptim,  biri  superman  pozisyonu,  arkada  rehber  ayaklari tutuyor,  gpvde  onde , eller  yana acik ,   bas asagi  kayiyorsunuz  ipin  altinda,   resmen  uctugunuzu  hissediyorsunuz ,  super !





Ipleri bitirdikten sonra 2 km  ileride ki selaleye  devam ediyorum ama hiking aliskanligi iyice oturmaya  basladi , o gun  yine  bir 8km  yaptim.




Ufak bir  cablecar  ile  selaleye inmek icin  bir vadiyi  geciyorum , manzara cok guzel .






Su   rafting  icin  cok sig , iste karsinizda  tubing ---



Mindo

takip eden  hafta  Sali gunu ,  geleneksel olarak pub  quiz e  gidilecek ama Deportivo Quito - Independiente  Copa Libertodores  1. Tur 2. mac  bizim eve  yaklasik 500 m.  mesafedeki  statta oynanacak , gitmemek olmaz.



Independiente taraftarlari. Quito  tribunleri   inanilmaz derecede bos,  neden  diyorum  Deportivo Quito nun fazla taraftari yokmus , Quito nun  esas takimi La Liga Universidad Quito. Guney Amerika nin en onde  gelen 5-6 takimindan birinin  Ekvator dan cikmasini  beklemiyordum  , su an siralamada Boca Juniors ve Sao Paulo nun ardindan  3. takim 2008 Copa Libertodores ( bizim  S.L)  sampiyonu,  Kitalararasi Klupler Sampiyonluk maci oynamis  ayni sene ama kaybetmis  , heralde  Barcelona  ya kaybetmistir.Sonra ki sene Copa Americana ( bizim UEFA) sampiyonu. Ekvator un diger buyuk  takimi Barcelona de Guayagil  ve La Liga ile ezeli  rekabet  var sansima  burdaki  son  pazar gunumde Quito da  oynuyorlar , Cesar la konusuyoruz  maca  gidecegiz ama  saolsun adam  gibi  takip etmiyor ve macin saatini gec  ogreniyoruz ve  firsat  kaciyor, sirf bu  mac  icin  2 gunluk deniz programimi  iptal etmistim ,neyse bende vaktimi  baska atraksiyonlarla degerlendiriyorum. O maci LA LIGA 3-0 kazaniyor. Donelim  gittigimiz maca; Quito  1-0 kazaniyor ama ilk mac Independiente nin 2-0, Quito ilk turda  eleniyor.


Quito Mi Corazon


Chris 18  yasinda , gunluk 75 cent  butce  ile buralarda, helal  olsun !  Arsenal  manyagi ama 17 Mayis 2000 diyorum susuyor , care yok :) Tabi  o mac  oynandiginda  kendisi  8  yasinda oldugu icin cok detay hatirlamayabilir :)



Fotograflar tam  yansitmiyor ama  mac bittiginde  saha bayagi karisti


Ilerleyen  gunlerde Quito disina  cikmiyorum,  artik son  gunlerim burayi detayli olarak gostermenin  zamani geldi.

Ilk olarak  EL PANECILLO  tepesi ve  LA  VIRGEN DE QUITO. Bu tepe  Guney ve Kuzey Quito yu birbirinden  ayiriyor. Guney  Quito daha cok  varoslarin  oldugu  sonradan  gelisen Quito , Centro , eski sehrin oldugu  yer ve daha varlikli olan kesimin  oturdugu Kuzey Quito.


Kuzey Quito

Centro Historico




Guney Quito














Centro Historico ya  yukaridan  baktigimiz  yeter ,  Quito daki ilk sayfamda  soz verdigim uzere daha detayli olarak  karsinizda  Centro Historico...





La Ronda  caddesi ,  Quito nun ilk caddesi  burasi, haftasonu aksamlari cok  hareketli oluyor, az sonra. Bu cadde  G. Amerika da ki ilk colonial yerlesimlerden biri ,  tarihi  1535 lere dayaniyor. Bugun gordugunuz Quito bu caddeden  gelismis  diyebiliriz.


Daracik  kapilardan  iceri girdiginizde  boyle  genis mekanlar  karsiniza cikabiliyor.



Centro dan  El Panecillo


Basilica yani Papa  tarafindan ziyaret edilmis kilise.


O ziyaretten bir fotograf :)










az sonra bu tavanin uzerinde  yuruyoruz.






ve kulelere  cikiyoruz.








az once fotografini gordugunuz  tavan tam altimizda






kulelerden Pichincha ya ciktigimiz  teleferigi  fotografliyorum.














Plaza San Francisco  ve San  Francisco  kilisesi. Bu kilisenin bir efsanesi var. Buraya yapan  kisi soz  verdigi  tarihe  kiliseyi  yetistiremeyecegini anlayinca  seytan ile bir anlasma yapiyor. Seytan kiliseyi vaktinde bitirmeni saglayacagim ama kilise bitince oleceksin ve ruhun benim olacak diyor, adam  bunu kabul ediyor ama kilise zamaninda  tamamlaniyor ama  bizim ki kilisede son  tasi  yerine  koymuyor , seytan canini ve ruhunu isteyince de  kilise tamamlanmadi  diyor ve canini kurtariyor. Peki o  eksik tasin oldugu  yer nerde diye sordum,  sordugum an  bizimkiler  yaniti bilmiyordu , Cesar guvenlik  gorevlisine sordu ve o  da bize beton su  olugunun olmasi gereken yerde ki boslugu  gosterdi, soyledigine  gore defalarca bu yere yeni oluk  konmus ve her seferinde oluk tutmamis ve asagi dusmus ???






ve La Ronda




Centro  dan  bu kadar.  Ilk  geldigim  hafta  evden  inen  ucaklarin fotograflarini  cekmistim , belki  hatirlarsiniz,  havalani resmen sehrin ortasinda  ve pistin  yaklasik 200 metre gerisinden bir  yol  geciyor bende firsat bu firsat   pist basina  gidip  inen  ucaklarin  fotograflarini  ve videolarini  cektim,  videolar  burada  paylasmak  icin  cok  buyuk ama  gercekten ilginc  bir deneyimdi, piste o kadar yakin olunca  ucak sanki size carpacak  hissi  doguruyor,  uzakta ki bir  noktanin  giderek  buyuyerek size  dogru  gelmesi ve  20 metre uzerinizden  gecip   inmesi , her  yerde  yakalanmayacak bir firsatti...











ve  gectigimiz Pazar gunu ,  bahsettigim  gibi  maca gidemeyince , buranin olmazsa olmazlarindan  Oswaldo  Guayasamin´ in  en buyuk eseri  La  Capilla De Hombre ´ ye gidiyorum.

Tabii ki  yuruyerek ve yoldan manzaralar,









Oswaldo Guayasamín (July 6, 1919 – March 10, 1999, Quito, Ecuador) was a Quechua Indian and Ecuadorian master painter and sculptor.

 Early life
Oswaldo Guayasamín was born in Quito,[1] to a native father and a Mestiza mother, both of Quechua descent.[2] His family was poor and his father worked as a carpenter for most of his life. He later worked as a taxi and truck driver. He was the first child of ten children in his family. When he was young, he enjoyed drawing caricatures of his teachers and the children that he played with. He showed an early love for art. He created a Pan-American art of human and social inequalities which achieved international recognition.
He graduated from the School of Fine Arts in Quito as a painter and sculptor. He also studied architecture there. He held his first exhibition when he was 23, in 1942. While he was attending college, his best friend died during a demonstration in Quito. This incident would later inspire one of his paintings, "Los Niños Muertos." This event also helped him to form his vision about the people and the society that he lived in.

 Art career
In 1948 he won the first prize at the Ecuadorian Salón Nacional de Acuarelistas y Dibujantes. In 1955, at the age of 36, he won first prize at the Third Hispano-American Biennial of Art in Barcelona, Spain, for El ataúd blanco and in 1957 he was named the best South American painter at the Fourth Biennial of São Paulo.
During 1942 and 1943, Guayasamín traveled to the United States and Mexico, where he met Orozco. They traveled together to many of the diverse countries in Latin America. They visited Peru, Brazil, Chile, Argentina, Uruguay and other countries. Through these travels he observed the indigenous lifestyle and poverty that appeared in his paintings.
One of his largest and most controversial paintings was a mural that he painted for the Congress of Ecuador, which, in 1988, asked him to paint a mural depicting the history of Ecuador. The United States Government criticized the mural because in one of the panels, there appeared a Nazi helmet with the lettering CIA.
The artist's last exhibits were inaugurated by him personally in the Luxembourg Palace in Paris, and in the Palais de Glace in Buenos Aires in 1995. In Quito, Guayasamín built a museum that features his work. Guayasamín's images capture the political oppression, racism, poverty, and class division found in much of South America.
Oswaldo Guayasamín dedicated his life to painting, sculpting, collecting; however, he admired the ideals of the communist Cuban Revolution in general and Fidel Castro in particular. He was given a prize for "an entire life of work for peace" by the United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization. His death on March 10, 1999 was marked by a day of national strikes by the indigenous people (whom he spent his life supporting) and other sectors of society, and was considered a great loss to Ecuador. He is still lauded as a national treasure.
In 2002, three years after his death, Oswaldo's masterwork, La Capilla del Hombre ("The Chapel of Man"), was completed and opened to the public. The Chapel is meant to document not only man's cruelty to man but also the potential for greatness within humanity. It is co-located with Guayasamín's home in the hills overlooking Quito.

LA CAPILLA  DE  HOMBRE :




Bu muzede ki  tum  resimler , heykeller ,   tavanda isigi  arayan  kaybolmus  ruhlar  dahil   Meksika dan Patagonya ya  ozellikle  yerli halkin  yasadigi  acilari  anlatiyor, mesela   resimdeki ruhlar Bolivya ile ilgiliymis ama Ispanyolcam   detaylar icin  yetersiz  kaldi ,  bir de rehber nefes almadan anlattigi icin yetisemedim.










Boga  Ispanya yi ,  Condor G. Amerika yi simgeliyor,  burada Ispanyollarin actigi  yara  cok  buyuk ve gordugum kadari  ile hala tam kapanmamis, size bir ornek verecegim. Ekvator da deri renginiz  ne kadar acik renkse  o kadar  ustun kabul ediliyorsunuz,  okul da  renginiz  koyu diye daha acik renkliler sizle alay edebiliyor , simdi ne var bunda diyebilirsiniz , durun! Ekvator  halkinin sadece % 5 Ispanyol,  % 20 si  yerli ,  kalani mestiza  yani  ispanyol- yerli karisimi. Simdi  cogunlugun  Ispanyol oldugu bir yer olsa yukarida verdigim  ornegi daha bir normal karsilayabilirdim ama yuzde  95 inde yerli kani olan bir yerde  kendi iclerinde  sadece okulda degil daha sonra  sosyal hayatta da sen benden daha koyu renklisin sende daha  fazla yerli  kani var  ben senden daha beyazim diyerek ayrimcilik yapmalari, beyaz irki gercekten ustun ve kendilerini alt irk olarak kabul etmeleri  olacak is degil. Baska bir ornek  burada insanlarcok fazla goz temasi  yaparak konusmuyor  , ozellikle buyukleriyle . Ispanyollarin  yerlileri kole yaptigi  gunlerden  kalma bir hatira daha, o zamanlar yerliler ispanyollarin  gozunun icine bakarak konusamazmis, yasakmis, bu aliskanlik simdi gencler  yaslilar arasinda devam ediyor, saka  gibi. Bunlar benim cikarimlarim degil, cok daha modern bir kafada olan ogretmenim den duyduklarim.Ezilmislik , hukmedilmislik nasil da derine islemis, diyorum hepinizin ispanya da bilmedigi akrabalari var , yanit onlar bizi kabul etmiyorlar ama nasil bir tonda ve uzuntu ile soylendigini duymaniz lazim... Bize bu duygular yabanciysa, baska milletler tarafindan yuzyillarca hukmedilmemis ve ezilmemissek bunu atalarimiza ve buyukbuyuk babalarimiza, buyukbuyuk annelerimize borcluyuz ve bu borc burda daha iyi anladim ki cok ama cok buyuk. Sahip oldugumuz mirasin degerini cok iyi bilelim cunku bizi biz yapan en onemli unsurlardan beri bu miras...



Bu sozu sanirim bileceksiniz-Iranli sair Sa´di alinti , Gulistan M.S. 1259- Ayakkabilarim yok diye agladim ta ki ayaklari olmayan cocugu gorene kadar...






Guayasamin , yasanan acilari o kadar guclu vurgulamis ki tablolarinda , o uzuntuyu paylasmamak mumkun degil.


PINOCHET



Oswaldo Guayasamin




From village to village, from city to city, we witnessed the saddest misery villages of black clay, black ground with black mud muddy children, men and women with faces of skin burnt by the cold, where the tears were frozen centuries, until we know whether they were salt or rock, the music of panpipes and crawlers that describe the immense solitude with no time, no gods, no sun, no corn, but the mud and wind


Hemen La Capilla de Hombre nin ustunde  Guayasamin in evi

Hayat Agaci





Quito dan bu kadar, bir daha ki sefere Galapagos sayfasi ile sizlerle beraber olacagim...